ÚÑÖ ãÔÇÑßÉ æÇÍÏÉ
  #3  
ÞÏíã 09-30-2017, 09:48 PM
ÇáÕæÑÉ ÇáÑãÒíÉ Ãã ÃÈí ÇáÊÑÇÈ
Ãã ÃÈí ÇáÊÑÇÈ Ãã ÃÈí ÇáÊÑÇÈ ÛíÑ ãÊæÇÌÏ ÍÇáíÇð
ÛÝÑ Çááå áåÇ
 
ÊÇÑíÎ ÇáÊÓÌíá: May 2017
ÇáãÔÇÑßÇÊ: 4,232
Arrow

HIZIR PEYGAMBER MİDİR?
Hamd, yalnızca Allah'adır.
Kur'an-ı Kerîm'de geçen haline bakılırsa, Hızır -aleyhisselâm- bir peygamberdir.
Nitekim müfessir eş-Şenkîtî -Allah ona rahmet etsin- Allah Teâlâ'nın:
(ÝóæóÌóÏóÇ ÚóÈúÏÇð ãöäú ÚöÈóÇÏöäóÇ ÂÊóíúäóÇåõ ÑóÍúãóÉð ãöäú ÚöäúÏöäóÇ æóÚóáøóãúäóÇåõ ãöäú áóÏõäøóÇ ÚöáúãÇð) [ ÓæÑÉ ÇáßåÝ ÇáÂíÉ: ٦٥ ]
"Orada kendisine katımızdan bir rahmet verdiğimiz ve büyük bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan sâlih bir kul buldular."[1]
Bu sözünü tefsir ederken şöyle demiştir:
"Fakat bazı âyetlerden, burada zikredilen rahmetten kastın; nübüvvet/peygamberlik rahmeti anlaşılır.Ledün ilmi ise, vahiy ilmidir...
Bilindiği gibi rahmet ve ledün ilmi verilmesi, peygamberlik veya başka yollarla olmasından daha umumîdir.
Aynı şekilde bilindiği gibi, umumî olan rahmetten hususî olan nübüvvet sonucunu çıkarmak, umumî olan rahmetin olması için hususî nübüvvetin olmasını gerektirmez.
Âyette geçen rahmet ve ledün ilminin, Allah Teâlâ'nın, kulu Hızır -aleyhisselâm-'a peygamberlik ve vahiy yoluyla lutfettiğine delil teşkil eden en açık şey, şu âyettir:
( æóãóÇ ÝóÚóáúÊõåõ Úóäú ÃóãúÑöí) [ ÓæÑÉ ÇáßåÝ ãä ÇáÂíÉ: ٨٢ ]
"Ben, bütün bunları kendiliğimden yapmış değilim." [2]
Yani: "Bütün bunları, ancak Allah -azze ve celle-'nin emriyle yaptım", demektir.
Allah Teâlâ'nın emri ise, ancak vahiy yoluyla gerçekleşir. Öyle ki Allah Teâlâ'nın emirleri ve yasakları, O'ndan gelen vahiyden başka bir yolla bilinmez. Özellikle de görünüş olarak suçsuz bir cana kıymak (onu öldürmek) ve insanların gemisini delerek kusurlu hale getirmek gibi şeyler. Çünkü insanların canlarına ve mallarına kasdetmek, ancak Allah Teâlâ'dan gelen vahiy yoluyla olursa doğru olur.
Nitekim Allah Teâlâ, vahiy konusunda uyarma ve ikaz etme yollarını şu sözüyle sınırlı tutmuştur:
( Þõáú ÅöäøóãóÇ ÃõäúÐöÑõßõãú ÈöÇáúæóÍúíö æóáÇ íóÓúãóÚõ ÇáÕøõãøõ ÇáÏøõÚóÇÁó ÅöÐóÇ ãóÇ íõäúÐóÑõæäó) [ ÓæÑÉ ÇáÃäÈíÇÁ ÇáÂíÉ: ٤٥ ]
"(Ey Muhammed! O müşriklere) De ki: Ben, sizi ancak (Allah tarafından gelen) vahiy ile (cehennem azabından) uyarıyorum. Fakat sağırlar (kâfirler), uyarıldıkları zaman bu çağrıya kulak asmazlar." [3]
Âyette geçen "İnnemâ" lafzı, hasr (sınırlandırma) sıygasıdır." [4]
Müfessir eş-Şenkîtî -Allah ona rahmet etsin- yine şöyşe demiştir:
"... Bütün bunlarla şunu öğreniyoruz: Hızır -aleyhisselâm-'ın çocuğu öldürmesi, gemiyi delmesi ve "Ben, bütün bunları kendiliğimden yapmış değilim." [5] demesi, onun peygamber olduğuna açık delildir.
Müfessir Fahruddîn er-Râzî, müfessirlerin çoğunluğunun Hızır -aleyhissselâm-'ın peygamber olduğu görüşünde olduklarını tefsirinde zikretmiştir.
İnsanın, Hızır -aleyhisselâm-'ın peygamber olduğu görüşüne meyletmesine sebep olan şeylerden hususlardan birisi de, Musa -aleyhisselâm-'ın ona mütevâzî davranarak şöyle demesidir:
(ÞóÇáó áóåõ ãõæÓóì åóáú ÃóÊøóÈöÚõßó Úóáóì Ãóäú ÊõÚóáøöãóäö ãöãøóÇ ÚõáøöãúÊó ÑõÔúÏÇð) [ ÓæÑÉ ÇáßåÝ ãä ÇáÂíÉ: 66 ]
"Musa ona: Sana öğretilenlerden, bana doğruyu bulmama yardım edecek bir bilgi öğretmen için sana tâbi olayım mı? dedi." [6]
Yine Musa -aleyhisselâm-'ın ona şöyle demiştir:
( ÞóÇáó ÓóÊóÌöÏõäöí Åöäú ÔóÇÁó Çááøóåõ ÕóÇÈöÑÇð æóáÇ ÃóÚúÕöí áóßó ÃóãúÑÇð) [ ÓæÑÉ ÇáßåÝ ãä ÇáÂíÉ: 69 ]
"Musa ona:Beni inşaallah (senden gördüklerime) sabreden kimse olarak bulacaksın. Senin hiçbir emrine karşı gelmeyeceğim." [7]

Hızır -aleyhisselâm- ise ona şöyle demiştir:
(æóßóíúÝó ÊóÕúÈöÑõ Úóáóì ãóÇ áóãú ÊõÍöØú Èöåö ÎõÈúÑðÇ) [ ÓæÑÉ ÇáßåÝ ãä ÇáÂíÉ: 68 ]
"İçyüzünü kavrayamadığın (senden gizli olan) bir bilgiye nasıl sabredeceksin." [8]
[1] Kehf Sûresi: 65
[2] Kehf Sûresi: 82
[3] Enbiyâ Sûresi: 45
[4] Edvâu'l-Beyân Tefsiri, cilt: 4, sayfa: 172-173
[5] Kehf Sûresi: 82
[6] Kehf Sûresi: 66
[7] Kehf Sûresi: 66
[8] Kehf Sûresi: 68 ( Edvâu'l-Beyân Tefsiri, cilt: 3, sayfa: 326 )



www.islamqa.com*

ÑÏ ãÚ ÇÞÊÈÇÓ